İnsan nedir? İnsan, mensup ya da sahip olduğunu yüceltme eğilimi içerisindeki tek varlıktır ve bu yaptığından öylesine haz alır ki karşısındaki en sevdiği kişi dahi olsa görmezden gelebilir. Kendini öven veya karşı taraftan övgü bekleyen, yaşamını bu minvalde sürdüren tek canlı sanıyorum ki biz insanlarız! Üstelik bu büyük yanılgının içerisindeyken bile aptal olmadığımızı iddia edebilecek kadar da donanımlıyız. Elbette, bu durumu tek bir sebebe bağlamak pek de akıl kârı değil. Biz bunlara kafa yorarken; bilim, görevini yerine getirmiş, bu insanları sınıflandırmış ve hastalıklarına isim vermiş: Narsizm, nam-ı diğer özseverlik. Kabaca kişilik bozukluğu da diyebiliriz. Narsist kişilik bozukluğuna sahip insanlar, fikirlerini dayatamadığı insanlara karşı psikolojik şiddeti kullanmaktan çekinmezler. Hatta bu durumu daha da ileri taşıyıp fiziksel şiddeti dahi meşru görebilirler. Maddî veya manevî kazançları söz konusu olduğunda ise “tutmayın küçük enişteyi"...
İşin özüne bakacak olursak, her insan bir miktar özseverdir. Bunları yazan ben, okuyan siz dahil. Fakat bu konuda insanları ikiye ayırmak, hiç göze batmayacaktır zannımca. Özseverliğini kontrol edemeyenler ve edebilenler. Özseverliğini kontrol edemeyen kişi, fikirlerinin doğruluğunu kabul ettirme konusunda o kadar ısrarcıdır ki “yanlış" kelimesini lûgatından silip atmıştır. Tamamen ben merkezli bir hayat sürer ve insanlara kendini farklı göstermeyi yaşamındaki tek şiar olarak görebilir. Özseverliğini kontrol edebilen kişi ise bu satırları yüzü kızarmadan rahatlıkla okuyabilir ve anlayabilir.
Günümüz insanlarının neredeyse tamamını tek cümleyle hicveden Richard Wilkins der ki: “Birçok insan hayatının büyük bölümünü olduğundan farklı görünebilmek için heba eder." Narsizm ile bu hiciv arasında bağlantı kurmayı tamamen size bırakıyorum. Satır sonlarına doğru hâlâ özseverliğinizi kontrol edebildiğinize inanıyorsanız, tebrikler! Özsaygınızı yitirmemişsiniz demektir...
Kaynak: Çevrenizdeki insanlar